Öncelikle kayakın sandığınızdan daha eski bir geçmişi olduğunu bilmelisiniz. Neredeyse insanlık tarihi ile yarışacak kadar eski olan kayak tarihi önceleri son derece ilkel yöntemle ile yapılıyordu. İnsanlar karda rahat yürüyebilmek ve batmamak adına ayaklarına ağaç parçaları bağladılar. Sonra zamanla ayaklarına bağladıkları ağaç parçalarının kayganlığını azaltmak adına altını deri ile kaplamaya başladılar. Bazıları ağaç parçalarını kaplamada katranı tercih ediyordu. Böylece çam ağaçları ve dişbudaklar kullanılarak ilk kayaklar yapılmış oldu.
Tarihçilerin yaptığı açıklamalar doğrultusunda o yıllarda kayakın anavatanı olarak Sibirya ve Moğolistan gösteriliyordu. Bizler kayakı spor olarak tanımadan önce yaklaşık 15.yy civarlarında kayak düşmanla mücadele amaçlı kullanılmış olup, dönemin iklim şartlarıyla baş etmeye çalışırken ulaşım amaçlı da kullanılmıştır. Spor olarak tercih edilmesi ise 19.yy ortalarını bulmuştur. Bir organizasyon haline gelmesi ve adına yarışmalar düzenlenmesi ilk olarak 1879’da Oslo’da gerçekleşti. Ama kayaka olan ilginin artmasının asıl sebebi Fridtjof Nansen’in “Grönland’da Kayakla Gezi” adlı kitabının yayımlamasıdır.
Kayaka olan ilgilinin her geçen gün artması ile birlikte kayak sporu ile ilgili yeni adımlar atıldı ve buna bağlı olarak farklı teknikler geliştirildi. Kayak kulüpleri kuruldu ve birbiri ardına yetenekli kayak sporcuları yetiştirilmeye başlandı. Takvimler 1924’ü gösterdiğinde ise kayak ile ilgili daha profesyonel bir adım atılarak Uluslararası Kayak Federasyonu kuruldu ve bunun ardından kayak sporu olimpiyatlara dâhil edilerek kendi alanında düzenlenen yarışmalarda yetiştirdiği sporcular yarıştı.
Ülkemizde de oldukça etkileyici bir geçmişe sahip olan kayak sporunun önünü açanlar bir bakıma Galatasaray Lisesi öğretmenleridir. Yurtdışında böyle bir sporun var olduğunu fark ettikten sonra bu alanda sporcu yetişmesi için öncü oldukları kayak tarihine geçmiş bir gerçektir. 1939 yılında kurulan Dağcılık ve Kış Sporları Federasyonu’nun ardından daha fazla sporcu yetiştirilebilmesi için Ankara’da da 1944 yılında Ankara Dağcılık Kayak ve Kış Sporları İhtisas Kulübü Derneği hayata geçirilmiştir. Bütün bu çalışmaların sonucunda ülkemiz adına alınabilmiş en iyi derece 1968’de Balkan Şampiyonası’ndaki Burhan Alankuş’un kazandırdığı 8.liktir. Ardından 1970’de Rıdvan Özbek’in Balkan Şampiyonluğu gelirken, arkasından 1981 yılında yine aynı organizasyonda kazanılmış olan bronz madalyalar ülkemizin kayak tarihinde önemli bir yere sahiptirler.